İçeriğe geç

Olağanüstü Mal Rejimi

Eşlerden birinin ekonomik olarak evlilik birliğine dahil olması veya evlilik birliğine yapılan ekonomik katkı arasında bir fark bulunması durumunda, tedbirlerin alınması gerekir. Diğer eşin mal varlığına ilişkin birinin maddi durumunun tehlikede olması diğerinin malvarlığı açısından sıkıntıya girmesine neden olmamalıdır.

Bu nedenle Türk Medeni Kanunu , eşlerden birinin talebi üzerine mahkemesinin mevcut rejimi ayırma yönünde değiştirebileceğini öngörmektedir. Elbette bu kararı verirken kanunda sayılan haklı örnekleri de dikkate alarak menfaatler dengesini kurmak gerekir.

Mahkeme kararıyla mal rejiminin geçişinin söz konusu olduğu başka durumlar da bulunmaktadır. Eşlerin birlikte yaşamaya ara vermesi, malvarlıklarında olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu gibi durumlarda, mal ayrılığına geçiş için önlem alınması gerekmektedir. Bu karar, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 197. veya 206. maddeleri çerçevesinde de verilebilir. TMK m. 197’de düzenlenen malların yönetimine ilişkin tedbirin daha geniş bir şekilde yorumlandığı gözlemlenmektedir.

Boşanma veya ayrılık davası sırasında geçici tedbir niteliğinde mal ayrılığına karar verilmesi mümkündür. Mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 169. maddesine dayanarak eşlerin mallarıyla ilgili tedbir alabilir. TMK m. 169 çerçevesinde geçici tedbir olarak mal ayrılığına geçiş için haklı bir sebep bulunması gerekmektedir. TMK m. 206’da tanımlanan haklı sebep kavramının, TMK m. 169 kapsamında da uygulanabileceği söylenebilir.

TMK m. 180’de, mahkemenin ayrılık kararı vermesi durumunda taraflar arasında belirlenen sözleşmesel mal rejiminin kaldırılabileceği belirtilmiştir. Bu durum, yalnızca taraflar arasında kararlaştırılan mal rejimiyle sınırlı kalmamalıdır; yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin bulunduğu durumları da kapsadığı kabul edilmelidir. Ancak, mahkemenin ayrılık kararı vermesi tek başına mal ayrılığına geçiş için yeterli değildir; bu şartların mal ayrılığına geçiş açısından haklı bir sebep oluşturması gerekmektedir.

Mal ortaklığını kabul eden eşlerden birine karşı icra takibi başlatan alacaklı, haciz işlemlerinde zarar görmesi halinde mahkemeye başvurarak mal ayrılığına geçiş talep edebilir. Bu durumda alacaklı, borçlu eşin kişisel mallarından alacağını tahsil edememektedir. Mal rejiminin devam ettiği süre boyunca alacaklının ortaklık mallarındaki hakkı beklemece hakkı niteliğindedir. Dolayısıyla, mal ayrılığına geçilmesini talep etmesi alacaklı açısından avantaj sağlamaktadır.

Mal ortaklığı rejiminin kabul edildiği hallerde eşlerden birinin iflas etmesi, mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden mal ayrılığı rejimine geçişi sağlamaktadır. Eşlerin bu konuda herhangi bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Ancak mevcut mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimi ise, bu hüküm uygulanmayacaktır; zira edinilmiş mallara katılma rejimi, esasen mal ayrılığı ilkesine dayanmaktadır.

Olağanüstü mal rejimine geçişin hükümleri ve sonuçları, buna ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle birlikte geriye etkili olarak ortaya çıkar. Yani mal ayrılığı rejimi, dava açıldığı tarihten itibaren geçerlilik kazanır.

Olağanüstü mal rejiminin sona ermesi, taraflar arasında yapılacak bir mal rejimi sözleşmesi ile mümkün olmaktadır. Ancak eşlerin bu yola başvurabilmesi, olağanüstü mal rejimine geçişin TMK m. 206 çerçevesinde gerçekleşmiş olmasına bağlıdır. Ayrıca, olağanüstü mal rejimi, eşlerden birinin talebiyle de sona erdirilebilir. TMK m. 206 çerçevesinde olağanüstü mal rejimini gerektiren haklı sebebin ortadan kalkması durumunda, mahkeme eşlerden birinin talebi üzerine eski rejime geçiş kararı verebilir.

Kategori:Aile Hukuku

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir